Between Local Tradition and Regional Exchanges: Stucco Decoration in Dervish Lodges from the Inner Pontos at the Turn of the Fifteenth Century
Yerel Geleneklerden Bölgesel Etkileşimlere: On Beşinci Yüzyılın Başında Orta ve Doğu Karadeniz Bölgelerindeki Dergâhlarda Ustuka Esintileri
Résumé
Built between the 1370s and the 1410s, the dervish lodges of Lulu ibn ʿAbdallah in Tazya and of Horozoğlu Ahmed Bey in Tokat are partially ornamented with refined stucco decorations that have remarkable similarities. This corpus illustrates the production of stucco in medieval Anatolia, a material still understudied, as well as the progressive standardization of the architec- ture of dervish lodges during a transitional period that witnessed the emergence of the Ottomans in the former Eretnid realm. Focusing on these two case studies from the Inner Pontos region, this paper argues that such production is rooted at the local scale. Moreover, the study of such orna- mentation also present in early Ottoman dervish lodges sheds new light on the artistic exchanges and circulations at a regional scale, deconstructing the historiographic border isolating central Anatolia from the emerging Ottoman Empire.
1370–1410 yılları arasında Dazya’da inşa edilen Lulu bin Abdullah ve Tokat’ta inşa edilen Horozoğlu Ahmed Bey dergâhlarının bazı bölümleri, göze çarpan benzerliklere sahip zarif ustuka süslemelerle bezelidir. Bu derlemede, Orta Çağ Anadolusu’nda, günümüzde bile çalışmalarda hak ettiği yeri bulamayan ustuka üretiminin yanı sıra Eretna Beyliği topraklarında, Osmanlı hâkimi- yetiyle birlikte girilen geçiş dönemi dergâh mimarisinde tek tipleşme ele alınmıştır. Orta ve Doğu Karadeniz bölgelerinden bu iki örnek olay incelemesine odaklanan makale, ustuka imalatının köklerinin yerel geleneklere dayandığını savunmaktadır. Buna ek olarak, söz konusu süsleme- lere Osmanlı’nın ilk yıllarında inşa edilen dergâhlarda da rastlanması, bölgesel ölçekte sanatsal etkileşimler ve bilgi alışverişi konularını açıklığa kavuşturarak Orta Anadolu’nun Orta Çağı’nı Osmanlı İmparatorluğu’nun doğuş döneminden keskin bir çizgiyle ayıran tarihi sınırı ortadan kaldırmaktadır.